pazar ardışık düzen yaşayan bedenimizin kendi ahvaliyle hemhal olup nazlı nazlı edalarla birbiri ile süzüştüğü gündür.

pazar sırlarımızı gömdüğümüz gündür. çünkü sırlarımız bizim için her zaman olduklarından daha yakıcıdır o gün.

sırlarımızı gömeriz ve onlara gömülüp uyuturuz hayatımızı.

ruhumuz kendi eskatolojisine döner. çaresizdir. nice yangınlardan kurtulup gelmiştir ve nice yangınlara düçardır.

“ahh, bilseniz, ne yorgunum” demenin tadına vardığımız gündür pazar.

bugün ruhum özgür olsun. ruhumun çatışkı kaynakları dağılıp gitsin başımdan. unutmak istiyorum, unutulmak… bugün ruhum bana yeni bir şaka yapmasın. bugün ruhuma yeni elbiseler alacağım. çarşı pazar onun için dolaşacağım. nicedir ihmal ettiğim yalnızlıklarıma döneceğim. hayatın rapsodisine. ince sızıların çellistine.

ruhum benim, kollarımda cesedi taşınan soytarım benim.